Bir
insanın bir hususta yetenekli olduğunun belirtileri, ölçütleri, birimleri
üzerinde çok söz edildi. Bu konuda yeni bir şey söylemek güç. Her kişinin
meyilli olduğu, gözünün kaydığı, aklını çelen durumlar vardır. Peki, bu durumda
o kişinin o hususlarda yetenekli olduğunu söyleyebilir miyiz? Veya “eli işte,
gözü oynaşta” olmaktan ne anlamamız gerekir? “Oynaş”ın bir yetenek alanını
belirlediğine hükmedebilir miyiz?
Yetenek
hakkında yapılabilecek en genel tanım sınırı şu gibi geliyor bana: Bir
durumu/işi/eylemi kendine özgü kolaylığı içerisinde görebilme yetisi. Yetenekli
kişi, yetenekli olduğu alana dahil olan iş veya eylemin kolaylığını çarçabuk
keşfeder. Bıkmaz, zahmetinden kaçınmaz ve onu yük olarak algılamaz. Elbette,
bu, çok genel bir tanımlama olarak düşünülmeli.
Bir
hususta yetenekli olan kişi, yetenekli olduğu hususla karşılaştığında hem onu
çarçabuk tanır hem de onun gereklerini fazla zorlanmadan kavrar. Herhangi bir
yapaylık görüntüsü vermez. Diyelim ki hırsızlığa yeteneği olan kişi, kısa
sürede hem hırsızlığın bilgisel donanımını edinir hem de hırsızlığa konu
olabilecek iş ve eylemleri ya da nesneyi bütün efradı ile kavrayabilir. Üstelik
bunları bir sevinç ve coşku içinde yapar. Çünkü sevinç içermeyen, sevincin
sıcaklığını taşımayan eylemde ya da işte yetenekten bahsetmek pek mümkün
görünmüyor.
Hırsızların
piri diyebileceğimiz ve yeraltı edebiyatının en büyük yazarlarından biri,
J.P.Sartre’ın yakın dostu Jean Genet’nin sözleri küçümsenecek gibi değil. Gülün
Mucizesi adıyla çevrilen kitabında şöyle diyor: “Çalmayı sevmek gerekir. Genç
hırsız, seni, senin bile benzemek isteyeceğin o gösterişli kişi yapan düşlere
bırak her zaman kendini! (……..)Davranışlarınızın güzel olması çok önemlidir.”
(Ayrıntı Yayınları; 2004).
Mesele
bir zafiyetten bahsetmek değil; sadece, yeteneğin kişiyi yönelttiği durumları
ve bu durumlarla ilişkisini, bu durumlar içinde varoluşunu kavramaya
çalışıyoruz. Aynı hususları bir kumarbaz için de söyleyebiliriz. Ahlaksız için
de, erdemli için de söyleyebiliriz. Yani yetenek, yapılan işin bizatihi özüne
ilişkin bir özelliktir. Yoksa, yapılan işin, bizim değerlendirmelerimize göre
iyi ya da kötü olmasıyla alakalı değildir.