Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı, 5 yıldır düzenli bir şekilde okura ulaştırıldı. Her yılın Mart ayının 1’inde Edebiyat Ortamı dergisinin eki olarak okurun karşısına çıktı. İlgi gördü, sevildi.
Şiir yıllığı hazırlamak, hem güç hem de insaflı olmayı gerektiren bir iş. Bu iki hususta da okuru ikna etme noktasında başarılı olduğumuzu düşünüyorum. 5 yıllık süreçte kırılanlar olmuş olabilir ama “seçme” eyleminin olduğu her durumda kırılmalar ve kırmalar maalesef kaçınılmaz bir sonuç olarak bize kendini dayatıyor. Haksızlık yapıldığını düşünenlerin böyle düşünmemelerini arzu ederim.
*
Bu yıl şiir seçiminde farklı bir yöntem uyguladığımı söyleyebilirim. Seçtiğim şiirler hakkında bazı arkadaşların fikirlerini aldım ve onların görüşleri yönünde yıllığa girenler olduğu gibi elemeler yaptığım da oldu. İlginç olan şuydu ki düşüncesini aldığım arkadaşların yaşı küçüldükçe seçimlerin ve tercihlerin farklılaştığını gördüm. On yılda bir kuşakların değiştiğine, yeni kuşak oluştuğuna ve her kuşağın tercihinin kendine göre farklılıklar gösterdiğine inanılır ya, işte ben bu inancın gerçekleştiğine nispeten şahit oldum. Mesela bizim kuşağın önemsediğim kimi şairlerinin ('80 ve '90 kuşağına dâhil kimi şairler diye genişletebilirim bunu) genç şairler üzerinde aynı etkiyi yaratmadığını gördüm. Yine de o isimlerden elemeye içimin el vermedikleri oldu. Elbette nihai kararı ben verdim ve sorumluluk tamamıyla bana aittir.
*
Hep söyledim, yine söylemeliyim ki, seçilen şiirler, seçileceklerin en iyisi olmayabilir, yanılmış olabilirim, anlık etkilerin doğurduğu sonuçlarla yıllığa girmiş olanlar da olabilir ama seçilen şiirlerin seçilebilir şiirler arasında temsil kabiliyetine en fazla sahip şiirler olduğunun ya da benim seçme tutumumun altında böyle bir ölçü olduğunun bilinmesini isterim. Yani, a’nın şiirinin yerine b’nin şiiri de seçilebilirdi lâkin kanaatimce Türkiye’nin şiir ortalamasında bir eksilme ya da artma olmazdı. Umarım ne demek istediğimi anlatabilmişimdir.
*
Türkiye’nin şiir yeteneği küçümsenecek bir yetenek değil. Arayışlar ve deneyişler arasında, varlığımızı inşa eden güçlü bir şiir damarının var olduğunu ve bu damardan neşet eden diriliş sevinci ve sancısının ruhumuzu ışıttığını söylersem umarım ukalalık ettiğim sonucuna varılmaz.
Güçlü şiir, tabiatı gereği az sayıda olur. Binlerce şair adayının varlığı, belki de, bir kaç şairin yetişmesi içindir, kim bilir! Bu nedenle, sayıya değil de niteliğe bakarak yol almakta fayda var, diye düşünüyorum. Bu yıllıkta yer alan şiirler içerisinde de iyi ve güçlü şiirin azlığını inkâr edecek değilim. Ne ki ben bir fotoğraf çekmekle görevli olduğumu düşünüyorum ve o fotoğrafı çektim. Bu, odur. Suç da bana ait değil, ödül de bana ait değil.
*
Yıllıkta 119 şiir yer alıyor. En yaşlı şair 1933 doğumlu Gülten Akın. En genç şair ise 2000 doğumlu Bilal Söylemez.
18 şairin doğum tarihlerine ulaşamadım. Ne ki çoğunun genç olduğunu düşünüyorum. Doğum tarihlerine ulaşabildiğim 101 şairin 44’ü kırk yaşın altında. Doğum tarihlerine ulaşamadıklarımı da hesaba katarsak seçilen isimlerin yarısından fazlasının 40 yaşın altında olduğunu söyleyebiliriz ki bu, yıllıkta genç kuşağın önemli bir yer tuttuğu anlamına gelir. Buna önem veriyorum çünkü.
Kanaatime göre, sadece 40 yaş ve altı şairlerin yer aldığı yıllıklar düzenlenmeli. Hem yıllığı hazırlayan için kolaylık olur hem de şiirin ivmesini çabucak görebilmek adına yeni dikkat alanları oluşturulabilir.
*
Bu yıllığı hazırlarken, yıllığın en zahmetli kısımlarından biri olan şiir ve yazıların taranması işlerinde bana önemli katkılar sağlayan Rukiye Aydın'a ve Salih Tokgözoğlu'na teşekkür ederim.
*
İyi okumalar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder