Söyleşiyi Yapan:
Osman Özbahçe
Sayın
Aydoğan, Şubat (2015) ayında iki deneme kitabınız çıktı: Kitabın Kimliği
ve Aşk Yolcuları. Dokuzuncu kitabınıza ulaştınız. İlk kitabınız Kendini
Aynalarda Çoğaltan Şehir (1997), ikinci kitabınız Bir Dolu Bakır Yaz
(1999) ve üçüncü kitabınız Bahar Köpüğü'nü (2004) Az Önce (Mart
2012) başlığıyla bir kitapta topladınız. Dördüncü şiir kitabınız Bugün
Konuştuklarımız, Mart 2012 ve beşinci kitabınız Güneşin Ayak İzini Takip
Et, Aralık 2014'te çıktı. Yazma Sevinci (Ocak 2014) ve Yüzdeki
Leke'yle (Kasım 2014) birlikte azımsanmayacak bir yekûna ulaştınız. Bu
çalışkanlık takdire şayan, sizi tebrik ederim. Bu yekûna bakarak yazarlık
hayatınızı, tecrübenizi eleştiriye tâbi tuttunuz mu? Kendinizi, yazarlığınızı
gözden geçirdiğinizde nerde görüyorsunuz?
Dokuz kitap... Çok
sayılmaz. Kitapların sayısı açısından durum böyle; ama diğer taraftan dünyada
bulunduğum yılların sayısı da hiç az değil. Bugüne değin hiçbir şeyin yüzünü
erkenden gördüğümü hatırlamıyorum. Ortaya koyduğum her eserin bedelini
fazlasıyla ödediğimi düşünüyorum. Hem zaman, hem de emek açısından.
Yazma gerekçemin
üzerinde de, yazarlık maceram üzerinde de her an düşünmekte olduğumu söylesem
abartmış olmam. Niçin yazıyorum? Sonuçta ne yapmış oluyorum? Bu sorular
fazlasıyla gerçekçi ve yaralayıcı sorular. Boşluk her an önümde ve beni içine
almak için son derece arzulu görünüyor. Bir hayatım yok. Yazı dışında bir
hayatım olmadı benim.
Yazarlığımı gözden
geçirmek mi... Yaptığı hiçbir işi beğenmeyen bir adam düşünün ve onun ruh hâlini
hayal edin. İşte o adamlardan biri de benim. Yazacağım şeyleri hâlâ yazamamış
olmanın telâşı içindeyim ve onu aramakla geçiyor günlerim. Hep bir eksiklik
duygusu yani.