2 Haziran 2013 Pazar

ŞAİR, ŞİİRİN İMKÂNLARINA GÜVENİR -söyleşi-

Yeprem Türk: Edebiyat Ortamı Şiir Yıllığı, lirizmin şiirden kovulduğu bir dönemde çıktı. Bu açıdan bakarsak, lirizmin ötelendiği bir yerde, lirik şiirleri ön plana alarak bir şiir yıllığı çıkarmak biraz da riskliydi. Ama etkisini ve gücünü de aynı risk üzerinden elde etti sanıyorum.

Mustafa Aydoğan: Yıllığı hazırlarken belli tarz şiirleri hedefliyor değilim. Şu tarzı ya da bu tarzı öne çıkarmak gibi bir amacım yok. Okur, seçilen şiirlerden yola çıkarak kendince bir tanımlama yapıyorsa buna da bir şey diyemem. İşin aslına bakarsanız hazırladığım yıllıklar üzerinde en az düşünen kişi benim galiba. Bir form, bir ön çerçeve belirleyerek çalışma yapıyor değilim. Bir tür kendiliğindenlikle gerçekleşiyor. Sadece şiire bakıyorum. Beğendiklerim oluyor, beğenmediklerim oluyor; yıllığa girmesinde lüzum gördüğüm oluyor, görmediğim oluyor. Mesela, bu yıl (2013) hazırladığım yıllıkta hangi isimlerin yer aldığını sorsanız bilemeyebilirim. Ama yıllıktaki herhangi bir şiiri seçip “bunu niçin aldın” diye sorsanız, size bir bir anlatabilirim. Yani, isimler ve formlar üzerinden değil; bir tür kendimce oluşturduğum ya da öteden beri oluşmuş olan sezgi, zevk ve duyarlıklar üzerinden bir sonuca ya da tercihe ulaşıyorum. Bu sonuç, okurda şu veya bu yönde bir düşünceye kapı aralıyorsa bu, okurun vardığı bir sonuçtur.

Y.T.: Lirik şiiri konuşarak başladığımız için söylüyorum. Lirik şiirin geri dönmesi, siz de bu damarın önemli bir şairisiniz, şiirimiz adına yeni bir lirikleşme sağlayabilir mi? Ama diğer yandan şiiri boş sözler yığınından, sadece coşku saçan bir havada estirebilir. Çünkü lirik şiir gelişini hızlı bir şekilde yapar, bu hız içerisinde fikir ve hikmet coşkuya kurban da gidebilir.